Saç Ekimi Danışmanlığı

Saç ekimi; mevcut saçsız alan açıklığı cerrahi dışı yöntemlerle giderilemeyecek hastaların saçsızlık sorununu çözen cerrahi bir işlemdir. Saç ekimi kıl kökü nakli olarak da adlandırılabilir. Saçların yoğun olduğu bölgelerden (ense, sakal, göğüs vb.) alınan saç köklerinin daha seyrek olan boş bölgelere ekilmesi işlemidir. Saç ekimi, kişinin kendi dokusunun başka bir bölüme aktarılması şeklinde yapılan nakildir.

Günümüz teknolojisinde saç ekimi işlemi ile doğan görünümler elde edilmektedir. Saç dökülmesi ile kişilerde oluşabilecek çeşitli psikolojik olumsuzluklar ve sosyal yaşamdan uzaklaşma gibi durumlar saç ekimi sayesinde ortadan kalkmaktadır.

Saç ekimi;

FUE Yöntemi

FUE yönteminde saçlar tek tek alınıp saçsız bölgelere nakledilir. Folikül çıkartma işleminden önce donör alandaki saçlar kesilerek 1 mm olacak kadar kısaltılır. Lokal anestezik ilaç ile saç kökü alınacak ve ekim yapılacak olan bölge uyuşturulur. Mikro Motor ucu, saç kılını ortalayacak şekilde yaklaştırılır kılın çıkış açısına uygun olacak şekilde deriye batırılıp çekilir. Kıl, folikül ve onu çevreleyen mikroskobik doku ile birlikte, silindirik bir tarzda kesilmiş olur. Bir mikro penset ile nazikçe çekilir ve foliküler ünite gevsek tabandan ayrılarak gelir. Operasyondaki greftlerin zarar görmesini minimalize eden bu otomatik sistem sayesinde operasyon süreleri kısalmış, zaman biriminde alınan greft sayısı da artmıştır. Foliküler üniteler bu şekilde toplandıktan sonra saçsız alanda açılan çok daha küçük deliklere yerleştirilirler. Her bir foliküler ünite ortalama 2 ile 3 folikül barındırır.

Fue yönteminin özellikleri
  • Greftlerin alındığı bölgede doku alınmadan yalnızca ilgili kök hücresi üzerinde bire bir çalışılmaktadır.
  • Saç alınan bölgede kesi ve dikiş işlemi olmaz. Köklerin alındığı bölgede 06,07 mm den küçük çaplı sıyrıklar oluşur bu sıyrıklar bir kaç günde kapanır ve iz bırakmadan iyileşir.
  • Bu teknikle ense bölgesinden alınan greftler saç transferinde kullanıldığı gibi kaş, bıyık, sakal transferinde de kullanılmaktadır.
  • Bir seansta ortalama donör alanın durumuna ve ekilecek kök sayısına bağlı olarak 4.000 ile 6.000 kadar greft alınabilir.
  • Her greftte 1 ile 3 arasında saç teli bulunmaktadır. 1 greft saç, ortalama 2 – 2,5 saç teli kabul edilir.
  • Elde edilen kök sayısına ve açıklığa bağlı olarak santimetrekare başına 50 – 60 saç kökü ekmek mümkündür.
  • Ayrıca operasyon sonrası günlerde az ağrı olması ve iyileşme süresinin kısa olması da bu yöntemin tercih nedenlerindendir.

Ekilen saçlar birinci ayın sonunda genelde dökülürler, saç ekiminden 2 – 3 ay sonra çıkmaya ve uzamaya başlar.

6. ayda saçlar göz dolduracak kadar gelişir. Fakat en güzel halini ekilen saçların adaptasyon sürecini tamamladıktan sonra 1 – 1,5 yıl içerisinde alır. Ekilen saçlar dökülmemeye kodlanmış olan bölgeden alındığı için dökülmezler. Saçlar kişinin kendisine ait olduğundan aynı renk ve karakterde çıkar.

Saç ekiminde var olan saç miktarı ve alınma şekli önemli olduğu kadar ekilen saçların yönü, ön saç çizgisinin doğallığı en az ekilen saç miktarı kadar önemlidir.

FUE sonrası bir gün istirahat önerilmekte sonraki gün hasta normal hayata dönebilmektedir. Ekilen saçlar 3. aydan itibaren çıkmakta, tamamının çıkması ortalama 9 ay sürmektedir.


PRP Tekniği

P.R.P. TEDAVİSİ SAÇ DÖKÜLMESİNİ DURDURMADA ve ZAYIFLAMIŞ SAÇ KÖKLERİNİN CANLANDIRILMASINDA UYGULANIYOR

Kendi kanınız sizi geçmişe götürmeye hazır. Son dönemde P.R.P. tedavisi ile ölmeye yüz tutan saç kökleriniz ve zayıflayan, tüy haline gelen saç telleriniz canlanacak ve saçlarınız eski sağlığına kavuşacaktır.

HAPPY'de P.R.P. tedavisini başlatarak hastalarına bir yenilik daha sunuyor. Kendi kanınızın özel bir işlemden geçirilerek akyuvarlarının ve trombositlerinin ayrılması sonucunda elde edilen iksir saçsız veya seyrelmiş bölgeye enjekte ediliyor.

P.R.P. tedavisi ile zayıflayan saç köklerinin canlanması şöyle gerçekleştiriliyor : Önce hastanın venöz kanından 10 cc alınır (1 çay bardağının 1/10 ‘u kadar). Santrifüj edilen kan beyaz ve kırmızı kan olarak iki kısma ayrılır. Kırmızı kanda akyuvar, trombosit, pıhtılaşma faktörleri, PGF (Trombosit büyüme faktörü)’ler bulunur. Kırmızı kan özel bir işleme tabi tutulduktan sonra seyrelmiş bölgeye napaj yöntemiyle enjekte edilir. Bu uygulamanın temeli doku yenilenmesine dayanmaktadır. Toplam 30 dk süren bu işlemde herhangi bir acı, iz oluşmuyor. Uygulamayı yapan kişi anında normal hayatına geri dönebilir.

Ayda bir kez olmak üzere üç ay süreyle uygulama yapılıyor. Sonra her yıl bir defa uygulanması yeterlidir. Artık sizde yaşıtlarınızla aranızdaki farkı görmeye başlayacaksınız.